MeNZiL.wp

Niyet ettim Allah rızası için..

Selamı Sabahı Kestik

Posted by Zâcir Nisan 7, 2007

Herkese bir haller olmuş, kimse kimseyi görmüyor. Aynı apartmanda, aynı katta oturanlar, dolmuşa, otobüse binenler, alışveriş yapmak için markete girenler…  Kısacası kimse kimseye selam vermiyor. Üstelik birçoğumuz milliyetçi, dindar, laik, solcu, sağcı, köylü, şehirli, Malatyalı, Trabzonlu, İzmirli, kadın, erkek, açık, kapalı… Bölündükçe bölünüyor, farklılaştıkça uzaklaşıyoruz. Hal böyle olunca patlamaya hazır barut olmuş sokaklarda dolaşıyoruz.

Yolda yürürken yanlışlıkla birisine çarpsanız sizi parçalayacak gibi davranıyor. Neler oluyor? Niye birbirimizi sevmiyoruz? Niye birbirimizle selamlaşmıyoruz? Günaydını, merhabayı veya Allah’ın selamını “selamun aleyküm”ü birbirimizden niye esirgiyoruz? Halbuki bu topraklarda selamlaşma adabı üzerine kitaplar yazılan, selamlaşmaya önem veren köklü bir kültür var. Üstelik İslam dini selamlaşmayı emretmiş. Toplumsal barışı sağlamak adına Hz. Peygamberimiz (s.a.v); “Size aranızdaki sevgiyi arttıracak bir haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın!” diyor.


Tanımasanız da birisine selam vermeniz onun moralinin düzelmesine sebep olur. En azından selam vermeniz, sabah mahmurluğuyla suratı asık olanların, size karşılık vermek için gülümsemesine sebep olur. Zaten selam vermek karşı tarafa iyi temennilerde bulunmak, hal ve hatırını sormak hatta “Benden sana zarar gelmez” demektir.

Ali Bulaç selamlaşmanın üstü kapalı bir akitleşme olduğunu söylüyor. Bu, selam verdiğiniz kişiye “Benden yana emniyetlisin. Senin malın ve ırzın emniyette. Senin için Allah’tan esenlik diliyorum” diyoruz. İşte bu yüzden selamlaşmanın insanların moralini düzeltmenin ötesinde sosyal hayat içinde önemli bir rolü de var. Hayrettin Karaman buna dikkat çekiyor ve selamlaşmanın herkesin gerildiği, en ufak bir tahrikte derhal karşı tarafa küfür ve yumrukla müdahale etmeye hazır olduğu şu dönemde çok önemli olduğunu vurguluyor. Karaman, insanların birbirleriyle selamlaşması ve selamın yaygınlaşmasının, yangını başlatan ateşin üzerine atılan söndürücü su gibi olduğunu anlatıyor. Tanıdık tanımadık herkese selam vermeyi öneriyor. “En azında güler yüz göstermeliyiz. Zira dinimiz bunu emrediyor” diyor.

İnsanlar kendilerine ve topluma küs!

Psikiyatr Mustafa Ulusoy ise insanların topluma ve kendilerine küstüğünü ve bunun için birbirlerine selamı sabahı kestiğini söylüyor. İnsanların bireysel kişilikleri olduğu gibi toplumların da bir kişiliği olduğunu belirten Ulusoy, bizim toplumumuzun “şizoid” olmaya doğru kaydığını düşünüyor. Şizoid; bir şey hissedememe, hissedememenin de farkında olamama veya bir şey hissetme ihtiyacı duyamama demek.

İşte modern hayat, insanların kendileriyle ve çevresindeki insan ve diğer varlıklarla ilişkisini kesti ve bundan rahatsızlık duymuyor. İletişimin giderek kolaylaştığı bu devirde böyle olması şaşırtıcı. Yan yana ama ayrı dünyaların insanları olduk. Ulusoy, “İnsan önce kendisiyle sonra ise tüm diğer varlıklar ile selam ve sabahı kesmiştir, küsmüştür” diyor ve ekliyor: “Selamlaşmak ve tabii ki özellikle Allah’ın selamını başka bir insana yollamak derin bir ilişki haline niyeti ima eder. Selamlaşmak içimizdeki donmuş duyguları eritmeye vesiledir. Tüm varlıkların O’nun yarattığı bir eser olduğu gerçeğini hissetme hallerinden biridir. Küçükken babam ayakkabı dükkanını bana açtırırdı bazen ve dükkana girdiğimde ‘Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihin’ dememi öğütlerdi. Yani selam kendi üzerimize ve salih kullarının üzerine olsun. Boş bir dükkana bile selam vermek! Ne güzel değil mi? Bunu babama sorduğumda dükkan boş değil ki, orada melekler var demişti. Sonradan öğrendim ki babamın öğrettiği selamlaşma bir peygamber uygulaması imiş.  Şimdi ayrıca anlıyorum ki, burada sadece melekler değil insan kendine de selam veriyor.” Sahi siz en son ne zaman birine Allah’ın selamını verdiniz?

Begüm Çebe, Semerkand Aile, Mart 2007

2 Yanıt to “Selamı Sabahı Kestik”

  1. Dut Ağacı said

    Allah c.c. razi olsun…

    Ankara’da bulunduğumuz yıllarda samimi bir arkadaşım, kaldırım üzere bekleyen esnafa selam verir ve aldığı cevap şudur; “nerden tanışıyoruz? bu ne samimiyet?”

    Bize de anlatınca çok üzülmüştük vesselam…

    Sanırım zamanın ahir oluşunu, herşeyde kendini gösterdiği gibi Selamda da gösteriyor…

  2. Yahya Baştürk said

    Allah (C.C) razı Olsun..

    Gerçekten Tanımadık bir Müslümanın selamı, moral olarak kişi üzerinde müspet tesirler yapıyor;
    Ama malesef günümüzde, İnsanlar Tip (Zahir) olarak çok benzer olduğundan, Müslümanlar (tanınmak için) kendilerini toplumdan ayırt edebilmeli,diye düşünüyorum…

    Kardeşlerim size Ahmed Mahmud ÜNLÜ’nün “Selam Risale” sini Okumanızı Tavsiye Ederim..

Yahya Baştürk için bir cevap yazın Cevabı iptal et